Günümüzde obezite hastaları için bariatrik cerrahi çok önemli bir durumdur. Obeziteyle birlikte tip 2 diyabet, solunum zorluğu ve safra kesesi hastalıkları gibi sonuçlar da elde edilir. Bu yüzden diyet egzersiz gibi yöntemlerde başarısız olan obez bireyler obezite ameliyatlarına yönelir. Vücut kitle indeksi vki sonuçları 40’tan yüksek olan bireyler de bu ameliyatlar için uygundur. Ve bu ameliyatlara kilo verimi büyük ölçüde başarıyla sağlanır.  obezite ameliyatlarından sonraki süreçte “yeniden” ameliyatın gerektiği durumlarda revizyon ameliyatı uygulanmaktadır. Obezite ameliyatlarının ardından hastanın durumu yeniden gözden geçirme sonucunda bazı sonuçlara ulaşılır. Hasta, kilo alımına devam eder veya belirlenen kilonun altına inemezse “yeniden cerrahi müdahaleye” alınabilir. Bu müdahalelere “revizyon cerrahisi” denir. Revizyon ne demek, sorusuna net bir şekilde böyle bir açıklama yapılabilir.

Revizyon Cerrahisi Neden Uygulanmaktadır?

Dünyadaki tüm obezite ameliyatları içerisinde %10’luk bir bölümde “istenen sonucu elde edememe” gibi ihtimaller bulunmaktadır. Obezite cerrahisi uygulanmış bir hastanın 18 aylık dönemde fazla kilosunun %50’sinden daha azını vermesi o obezite ameliyatı başarısız demektir. İlaveten uzun ya da geç dönemde kilo verildikten sonra tekrardan geri alınan kilolar da bir başarısızlık göstergesidir. Bu sebeple bariatrik cerrahlar, başarısızlığa uğramış restriktif cerrahi işlemleri çevirmeyi tercih edebilmektedir. Çevirilebilecek işlemler, malabsorbtif yani emilimi bozucu ya da kombine (emilimi bozan ve kısıtlayıcı) yöntemlerdir.

Hangi Hastalar Revizyon Cerrahisine Yaptıramaz?

İstenilen sonuç bariatrik cerrahi ile elde edilemez ya da diğer durumlar ortaya çıkabilir. Buna bağlı olarak “revizyon cerrahisi” için hasta tekrardan değerlendirme sürecine alınır. Fakat; obezite ameliyatını olmuş bir hasta “değerlendirme sürecinde” yeniden bir obezite ameliyatı için uygun bulunamayabilir.
Aşağıdaki gruptaki hastalar genellikle revizyon cerrahisine uygun bulunmamaktadırlar.

  • Madde kullanmakta olan bireyler
  • Yemek yeme bozukluğu olduğu saptanan hastalar
  • Vitamin ve nutrisyonel destek almayı reddeden hastalar
  • Reflü şikayeti olup da medikal tedavi almak istemeyen hastalar, revizyon cerrahisi için uygun aday olarak görülmemektedirler.

Revizyon Cerrahisinin Süreçleri

Hastanın revizyon cerrahisine uygun olup olmadığı ameliyata karar vermekten önce gelir. Ve yukarıdaki olgulara göre değerlendirilir. Aynı zamanda bunlara ilaveten başarısız hastada değerlendirilmelidir. Çünkü başarıya ulaşamamanın sebebi hasta mıdır, yoksa operasyon mu hastaya başarısızlık getirdi, etraflıca değerlendirilmelidir. İlaveten revizyon cerrahisi için yeniden değerlendirilmeye alınan hastanın psikiyatrist/psikolog ve diyetisyen tarafından da inceleme altına alınması önemlidir. Hastada strese bağlı yeme içme bozukluğu olup olmadığının öğrenilmesi de operasyonun başarısını ciddi anlamda etkileyecektir. Bundan dolayı hastanın şüphesiz etraflıca değerlendirmeye alınması yeni yapılacak ameliyatta başarı sağlanması açısından önemlidir.

Obezite ameliyatının başarısız olmasına neden olabilecek faktörler tespit edilmelidir. Bu açıdan da yine ÜST GİS endoskopisi, pasaj grafileri istenebilir. Bütün bu değerlendirmelerden önce revizyon ameliyatı kararı alınmış tüm hastalardan bazı testler istenir. Bunlar; “kan tetkikleri, endoskopi, solunum fonksiyon testleri, anestezi değerlendirmesi” gibi gerekli olan testlerdir. Ameliyat öncesi hastaya eğitim verilir. Sonraki süreçte ise ameliyat günü kararlaştırılır ve hasta “revizyon cerrahisi” ameliyatına alınır. Hastanın kontrolleri operasyon sonrası ilk yıl her üç ayda bir yapılırken ikinci yıl da 18 ve 24. aylarda yapılmaktadır. Üçüncü yıldan itibaren takipler yıllık olarak gerçekleştirilmektedir.

Revizyon Cerrahisi Yöntemleri Nelerdir?

Eğer ilk obezite ameliyatında yanlış seçim yapılıp başarısı olunduysa bunun ardından revizyon yani “tamamlayıcı” yapılmaktadır. Revizyon cerrahisi prosedürü aşamasında doğru karar verilen yöntemle yapılan revizyon ameliyatlarında sonuçlar olumludur. Sayısal olarak %90 başarıya ulaşılır. Obezite ameliyatının ardından beslenme açısından “katı kurallara” uymayan bireylerin şüphesiz ki “başarılı” olamayacağı kaçınılmazdır. Bu durumda ameliyatı tekrarlamak yerine “revizyon cerrahisini” planlamak, başarı elde edilmesini sağlayabilir. Örneğin; tüp mide ameliyatlarının “başarısız” olması söz konusu olabilir. Bu hastaya bypass yapıldığında “başarı oranının” %90’larda olduğunu söylemek mümkündür.

Mide Bandı Olan Hastalar

Mideye bant takılması esasına dayanan obezite ameliyatından sonra “başarısızlık” söz konusu olabilir. Bu durumda ise midedeki bandın çıkarılması ve “uygun görülen obezite cerrahisi prosedürü” revizyon cerrahisinde uygulanır.

Gastrik Bypass Olan Hastalar

Mide bypass ameliyatı olan hastalarda “mide ile bağırsak arasındaki geçişin genişlediği” saptanabilir. Bu durumda ise endoskopiyle yeniden “geçiş yolu” revizyon operasyonu esnasında daraltılır. Böylelikle; gıdalar, midede uzun müddet kalıcı olarak hastanın uzun süre tokluk hissetmesine sebep olur. Bu şekilde de kilo verimi sağlanır. Buna ilaveten bypass ile barsak ansı tekrardan ayrılıp tekrar birleştirilir. Bu da bağırsakların bir kısmının besinle “en az düzeyde” temasta bulunması demektir.

Tüp Mide Ameliyatı Olan Hastalar

Tüp mide ameliyatı olan hastalarda istenilen düzeyde kilo verme sonucu sağlanamadıysa ya da midenin tekrar genişlemesi sonucu kilo verimi artık sağlanamıyorsa revizyon cerrahisi için tekrardan slevee gastrektomi yani tüp mide yapılabilir. Ayrıca Roux-en-Y proksimal tekniği de yine slevee gastrektomi esnasında uygulanabilir. Gastrik bypass tekniği olan proksimal tekniği, midede poşu oluşturmaya imkan tanımaktadır. Devre dışı bırakılması esasına dayanan bu teknikte mideye gelen gıdaların hepsi poşuda birikir ve ince bağırsaklarda bu poşuya bağlanır. İnce bağırsakların distale yani kalın bağırsağa doğru giden kısmından ise 50 ila 75 cm kesilmesi ise bu kısımda yapılır. Safra ve pankreas sıvısı gelen ince bağırsak ucu ise ilerden (70-80cm) tekrar bağırsağa birleştirilir.

Duodenal Switch Ameliyatı

Yiyecekler daha nadir bağırsak kısmı ile temas etmesi kuralına dayanmakta olan Duodenal Switch, onikiparmak bağırsağının ayrılması ve ince bağırsağın distaleye doğru gitmekte olan bölümünden tekrar bağlanması ile yapılır.

Transit Bipartisyon Ameliyatı

Mide çıkışının yakın bir bölümüne ince bağırsağın distale kısmından bir ağızlaştırma yapılır. Bu sayede gıdaların bir kısmı tüm bağırsakları gezerken geri kalan kısmında direkt olarak bağırsağın dışına doğru gider. Diyabetli olan obez hastalarda “insülin alımından” kurtulmak transit bipartisyon ile imkansız değildir. Transit bipartisyon; ameliyatı hem kilo vermeyi hızlandırırken hem de şekeri kontrol edecektir.

Revizyon Cerrahisi Sonrası Riskler

Obezite cerrahisinin ikinci kez gerçekleştirilmesi revizyon ameliyatlarında “ilkine göre” bir miktar daha riskin olduğunu söylememek yanlış olur. İlk obezite ameliyatını olmuş bir birey kaçak veya kanama riski %1 ila 2 aralığında değişirken revizyon ameliyatlarında bu riskler %3 ila 4’e kadar çıkabilmektedir. Fakat risklerin, obeziteden daha büyük sorunlara sebebiyet vermeyeceğinin bilincinde olmak ve %96 başarı oranını göz ardı etmemek, revizyon ameliyatından önce göz önünde bulundurulması gereken konulardan biridir.

Revizyon ameliyatları sonrasında gündelik hayata geri dönüşte yine ilk ameliyat sürecine benzemektedir. Hastada herhangi bir sıkıntı görülmediyse 3. ila 4. gün taburcu olmak için işlemler yapılabilmektedir. Genellikle 7-10 gün içerisinde hasta, gündelik hayata geri dönebilmektedir.