Uzmanlar, bir kişi için faydalı olan bir diyetin, bir başkası için zararlı olabileceği yönünde uyarıda bulunuyor. Yeni yayınlanan bir çalışmaya göre; hepimizin aynı yemeği yemesi durumunda bile, besini yakmamız farklı olabiliyor.

Cell isimli tıp dergisinde yayımlanan çalışmada; 800 katılımcının, yaklaşık 47 bin çeşit yemek yediği bir hafta süresince, kan şekeri düzeyleri glukoz izleme sistemi ile sürekli olarak ölçüldü. Katılımcılar, bir akıllı telefon uygulaması kullanarak; uyku, egzersiz ve yedikleri yemekler ile ilgili verileri kaydetti. Ayrıca, katılımcılardan dışkı örnekleri de alınarak, bağırsaklarındaki bakterilerin özellikleri analiz edildi.

Araştırmacılardan Eran Segal; katılımcıların aynı yemeklere verdiği tepkilerin çok çeşitli olmasının, kendileri için sürpriz bir bulgu olduğunu belirtti. Ekmek yiyen bazı kişilerde kan şekeri değişmezken, bazılarında ise yüksek kan şekeri saptandı. Katılımcılardan gizli şekeri olan obez bir kadın, çoğu kişi için sağlıklı bir gıda olarak kabul edilen domatesten bir adet yediğinde, kan şekerinde ani bir sıçrama gözlendi. Bir diğer katılımcının aldığı iki menüde ise, ayrı yemek çeşitleri bulunuyordu. Birinci menüde; kahvaltıda tahıl gevreği, öğle yemeğinde suşi, akşam yemeğinde koçan içerisinde mısır, ceviz ve atıştırmalık olarak da badem ezmesi yer alıyordu. Diğer menüde ise; kahvaltıda yumurta, ekmek ve kahve, öğle yemeğinde humus ve pide, akşam yemeğinde soya peyniri ve sebze, atıştırmalık olarak da dondurma bulunuyordu. Her iki günün menüsü de, kabaca aynı kaloriye sahip olmakla beraber; ilk menünün, kan şekeri düzeylerini, ikinci menüden çok daha fazla yükselttiği gözlemlendi.

Araştırmacılar, elde edilen verileri, katılımcıların yedikleri belirli yemeklerin, kan şekerlerini ne yönde değiştireceğini öngörmek için kullandılar. 26 katılımcı için, kişiye özel diyet programı geliştirildi. Diyetin kişiye özgü bir şekilde düzenlenmesinin, kan şekeri düzeyinde olumlu bir değişiklik yapıp yapmayacağı araştırıldı. Düzenlenen diyetin, yemeklerden sonraki kan şekeri düzeyini, öncekine göre düşürdüğü ve bağırsaklardaki bakterileri değiştirdiği saptandı. Araştırmaya katılan, Weizmann Bilim Enstitüsü’nde görevli Dr. Eran Elinav, çalışma ile ilgili şunları söyledi: “Her insan tükettiği gıdaya kendine özgü bir yanıt verir. Bireysel yanıtları incelememiz gerekiyor. Çalışmamız, tek tip diyetin, herkese uygun olduğu şeklindeki görüşün doğru olmadığını, kişiselleştirilmiş bir diyet yaklaşımının gerektiğini göstermektedir.”

Neden kişiselleştirilmiş beslenme?

Uzmanlar, yüksek kan şekeri düzeylerinin; obezite, diyabet, kalp hastalıkları, kanser ve inme gibi birçok sağlık sorunu ile bağlantılı olduğunu belirtiyor ve ekliyorlar: “Yiyeceklerin şeker içeriğini belirlemek amacıyla, “glisemik indeks” denilen tahmini bir yöntem kullanılıyor. Bu sayede, yiyecekler, kan şekerini etkileme düzeylerine göre sıralanıyor. Bu yöntemde, tek bir yiyeceğe karşılık gelen bir puan veriliyor.” Ancak, araştırmacılara göre; gerçek hayatta yenen çok çeşitli yiyecekler için, bu uygulama pek pratik değil.

Çalışmayı inceleyen uzmanlar; kişilerin, yediklerine verdikleri tepkinin farklı olmasının; kısmen, basit şekerleri nasıl sindirdiğimiz ile ilgili olabileceğini düşünüyorlar. Uzmanların açıkladığına göre; basit şekerler büyük ölçüde ince bağırsakta sindiriliyor. Burada bulunan belirli bazı mikroorganizmaların ise, yemekten sonra kan şekerinin ne kadar yükseleceği ile bağlantısı olabileceği düşünülüyor. İşte bu noktada da teknoloji devreye giriyor. Uzmanlar; yakın bir gelecekte, bize özgü besinleri parçalama şekli ile ilgili bilgilerin, akıllı telefonumuza yüklenmiş olabileceğini ve bizim de; “Şu anda ne yemeliyim?” sorusunu, telefonlarımıza sorabileceğimizi düşünüyorlar.

Sonuç olarak; araştırmacılar, elde edilen bulguların, kişiselleştirilmiş beslenmeye giden yolu açtığını belirtiyorlar. Günün birinde, besinlere verdiğimiz tepkilere göre düzenlenmiş diyetlere sahip olabileceğimizi; ve bu sayede, kan şekeri düzeylerimizi daha sağlıklı seviyelerde tutabileceğimizi de vurguluyorlar.