Başta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olmak üzere yetkili kurumların yaptığı araştırmalar, dünya nüfusunun önemli bir kısmının obezite hastalığına sahip olduğunu ve yine büyük bir çoğunluğun da risk grubunda olduğunu gösteriyor. Özellikle son otuz yılda, obezitenin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar artış gösterdiği bilinmekte. Yanlış beslenme alışkanlıklarına, hareketsizliğe ve çevresel faktörlere bağlı olarak görülen bu artış, erken tanının önemini de ortaya koyuyor. Bu nedenle de obezite belirtileri herkes tarafından bir merak konusu.

Obezite, tüm dünyada en çok ölüme sahip olan hastalıklardan biridir. Öyle ki günümüzde obezite sebebiyle gerçekleşen ölümler, diğer bulaşıcı hastalıklardan, hatta açlık ve kıtlığa bağlı olarak görülen hastalıklardan daha fazladır. Bir yandan obezite sonuçları da bir o kadar tehlikelidir. Dolayısıyla, yanlış bir beslenme rejimine sahip olan ve vücut kitle indeksi yüksek olan herkes obezite riski altındadır. Yani aslında obezite sadece fazla kilolar demek değildir. Tüm bunlarla birlikte, obezite tedavisi mümkün olmayan bir hastalık değildir. Tedavi yönergelerine bağlı kalındığı takdirde, bu hastalıktan tamamen kurtulmak mümkündür. Obezite hastaları iyileşmek için gastrik bypass veya tüp mide ameliyatlarından faydalanır. Bununla birlikte birçok bariatrik cerrahi uygulaması gelişmiştir. Obezite ameliyatları sonrası tekrar obez olma oranı oldukça azdır. Obezite ameliyatından sonra ise hasta yeni bir hayata başlamalıdır. Tabii tanı ne kadar erken olursa, tedavi süreci o kadar etkili olacaktır. Dolayısıyla “obezite olduğumu nasıl anlarım?” diyorsanız bu yazıyı mutlaka okumalısınız.

Obezite Belirtileri Neden Önemlidir?

Obezite hastalığının belirtilerinden bahsetmeden önce, oluşum sürecini ele almak faydalı olacaktır. Bilindiği gibi, yağ depolamanın temel fonksiyonu, vücut için enerji sağlamaktır. Ancak depolanan yağ enerji için tüketilmediğinde, başta bel ve karın çevresi olmak üzere, vücudun çeşitli yerlerinde birikmeye başlar. Bu yağ birikimi, vücutta dışarıdan görülebilecek bir şişkinlik yaratmakla birlikte, hareketi ve beden aktivitelerini zor hâle getirir. Aşırı yağ birikiminin sebep olduğu hastalıklar arasında tip 2 diyabet ve kalp yetmezliği gibi ölümcül semptomlar da bulunmaktadır.

Vücut kitle indeksi vki 40’ın üzerine çıktığında, bu durum morbid obezite olarak tanımlanır. Obezitenin sebebi, yağ alımı ile fiziksel aktivite arasındaki orantısızlık olarak özetlenebilir. Dolayısıyla bu hastalıkta mide ile beraber beyin de başroldedir. 

Yüzdeki Değişiklikler

Belirtildiği gibi, vücutta biriken fazla yağlar ilk olarak bel çevresinde toplanır. Ancak bu yağ belli bir oranı aştığında yüz şeklini de etkilemeye başlamaktadır. Hafif kilolu insanlarda yüz şeklinde herhangi bir değişiklik olmazken, kilo alımı arttıkça yüzde dolgunluk ve şişkinlik görülebilmektedir. Özellikle yanak, gıdı ve çene kısımlarındaki dolgunluk, kişinin obezite hastalığına sahip olduğunu, olmasa bile risk grubu içinde yer aldığını gösterir.

Diğer yandan, aşırı kilolu kişilerde sivilcelerin de arttığı görülmektedir. Bunun sebebi, vücutta yağ birikmesidir. Yüz cildinde ortaya çıkan yağlar, zamanla sivilce, siyah nokta gibi oluşumlara sebep olur. Ayrıca yüzün katmanlaşması sebebiyle, ciltte kırışıklık hatta çatlama görülmesi olasıdır. Cips, patates kızartması gibi aşırı yağlı ürünler tüketildiğinde yüzde oluşan sivilceler, bu durumu açıklamaktadır. Eğer yüz kısmında bahsedildiği gibi değişiklikler söz konusuysa, obezite riski yüksektir.

Bel Kalınlığı Obezite Belirtileri Arasındadır

Kilo alımı, obezite hastalarında bir süre sonra kronik bir hale gelir. Vücudun doğal süreci bozulduğu için yağ yakımı zorlaşır ve yenilen her şey yağa dönüşmeye başlar. Bu durumun sonucu ise, bel çevresinin kalınlaşmasıdır. Bel çevresinin ölçüsü belli bir değerin üzerindeyse obezite riski yüksektir. Bu durum, yakın zamanda alınan ve bir süre giyilen kıyafetlerin vücuda olmamasıyla ve yüksek, şiddetli sırt ağrılarıyla kolaylıkla anlaşılabilir.

Belirtildiği gibi, bel çevresindeki kalınlığın sebebi fazla yağların buralarda toplanmasıdır. Fiziksel aktivite eksikliği, aşırı ve dengesiz beslenme buralarda birikime sebep olur. Bel çevresi kalınlığı,  en belirgin obezite belirtileri arasındadır. Bel ve kalça çevresinde bir şişkinlik ve kalınlık söz konusuysa, bu durumu yaşayan kişinin en yakın zamanda endokrin servisine gitmesi ve vücut kitle endeksini ölçtürmesi gerekir.

Horlama ve Nefes Darlığı

Horlama, yalnızca obeziteden kaynaklanan bir durum değildir. Ancak daha önce yaşanmadıysa ve kilo artışıyla birlikte görülüyorsa, bu obezite belirtilerinden biri olarak kabul edilebilir. Nitekim bel bölgesinde biriken kilolar, nefes yollarına baskı yapmakta ve nefes almayı güçleştirmektedir. Kilolar vücuda baskı yaptığı için, uyku esnasında horlama ve diğer zamanlarda nefes darlığı, nefes güçlüğü gibi sorunların görülmesi olasıdır. Özellikle eğilip kalkındığında nefes almak zorlaşıyorsa, kişinin obezite risk grubunda olduğu söylenebilir.

Aşırı kilolara bağlı olarak gelişen horlamanın en büyük sebebi, boyun bölgesine yapılan baskıdır. Kilolar hava yolunu daralttığı için, nefes alma olarak bilinen hava alımının geçtiği yollar sığlaşmakta ve bu durum vücudu zorlamaktadır. Obezite, horlamayla birlikte uyku apnesine ve diğer uyku problemlerine de sebep olabilir. Uyku, nefes darlığı sebebiyle bölünüyorsa veya giderek artan bir horlama söz konusuysa, bu durumlar obezite ile ilişkilendirilebilir.

Yorgunluk ve Halsizlik

Vücuttaki aşırı kilolar, sürekli bir baskıya sebep olduğu için yorgunluk ve halsizlik gayet normaldir. Bu semptomlar, aşırı kilolu kişilerde sıklıkla görülür. Ancak daha önce yapıldığında yorucu olmayan fiziksel aktiviteler, yorgunluğa, halsizliğe ve nefes darlığına sebep oluyorsa, obeziteden şüphelenilebilir. Obezite, kas fonksiyonunu ciddi anlamda zayıflatan bir hastalıktır. Bu yüzden sürekli bir yorulma durumuna yol açabilmektedir.

Ağrılara İlişkin Obezite Belirtileri

Vücuttaki aşırı yağlar, eklemler üzerinde ciddi bir baskı oluşmasına sebep olur. Bacak, sırt gibi bölgelerde bu baskı sebebiyle ağrı görülmesi olasıdır. Kilo arttıkça, ağrılar daha şiddetli olabilmektedir. Ani ve şiddetli ağrılar, kilo problemine sahip olanların en yaygın şikayetleri arasındadır. Eklem dokuları zamanla aşındığı için, ağrılarla birlikte hasarlar ve morarmalar da görülebilir. Böyle bir durumda obeziteden şüphelenilmesi gerekir.

Ayak ağrıları da obezite belirtileri arasındadır. Ayaklar, vücudun yükünü taşıdıkları için aşırı kiloların en çok baskı yaptığı uzuvlar arasında yer almaktadır. Obezite hastalarında ve kiloya bağlı diyabet görülen kişilerde, ayaklarda şişlik, su birikimi ve ağrı görülebilmektedir. Eğer daha önceden ayak ağrıları ortaya çıktıysa, bu durum obezite belirtileri arasında yer alır. Veya obeziteye doğru giden aşırı kilo alımının belirtisi olarak da kabul edilebilir.

Çatlaklar

Vücutta biriken yağlar, derinin esneyerek genişlemesine sebep olur. Ani kilo alımları ise ciltte çatlaklara sebep olacaktır. Bel, karın ve kalçalarda, gözle görülebilen çatlaklar söz konusuysa obeziteden şüphelenilmesi gerekir.